5 Mayıs 2009 Salı

ilk yalan!

büyüğü yada küçüğü farketmez! yada benim anlamam yada anlama-mam da!

mumun bırak yatsıyı sonsuza kadar yansa da muhim değil!

o ilk yalan varya ilk yalan! madem ki onu söylüyorsun, işte o an toplamalısın pılını pırtını-ki toparlanmak uzun sürmeyecektir, az pılın az pırtın varmıştır!

koşar adımlarla değil kaçar ve topuk popo da pozısyonunda gitmelisindir! acıklama yapmana hıc gerek yok! kabul günümüz hiç gelmeyecektir!!!

o ilk yalan aynı zamanda ilk bitişin başlangıcıdır. ve bitiş tektir. çoğaltılamaz!

madem ki yalan soyleyebılecek kadar cesursun. aman bukadarcıgından nolur ki demeyecek kadar da asil ol!

asiller yalan söylemez ki deme! en büyük yalana ne kaldı şunun şurasında!

yani demem o ki! vize çıktı, bileti de var hadi sen bin uçağına, koltuğun boş kalmasın! haketmedığın yere kök salacagını da sanmıyordun zaten!

en ufagı yada en buyugu değildi mesele tamamıyle "yalan" kapsamında olan herhangi birşeyiydi. üzgünüz henüz biz alışmadık yalana ve de yalan kaldıran bünyelerimizi "iyi bilmezdik" diyerek saldık toprağa...

o ilk yalan işte! beni, seni ve de bizi bitirdiğin an! kadeh seversin sen içi boş bile olsa kaldır şerefinle şerefine ve sonra yapman gerekeni yapıp lütfen zahmet etme gitmek için biz sizi agırlamayı bıldıgımız gibi yolcu etmeyi de biliriz!

"yine bekleriz" de demeyeverelim bişiy kaybedilmez..!

ilk yalan-son yalan
zaten aslında "tek yalan"